Kadının Bilim Dünyasındaki Yeri

Prof. Dr. Nihal Sarıer

Prof. Dr. Nihal Sarıer
İstanbul Kültür Üniversitesi Rektör Yardımcısı

 

Bugün, kadınların bilimdeki ilerleyişinin önündeki engellerin çoğu ortadan kalkmış olsa da; bilimsel çalışmalarda yer alan kadın araştırmacıların sayısı erkek araştırmacı sayısının gerisindedir. UNESCO 2018 verilerine göre, dünyadaki araştırmacılar içinde kadınların oranı %29 civarındadır.Bu oran bölgeden bölgeye değişiklikler göstermektedir. Örneğin, kadın araştırmacıların tüm araştırmacılar içindeki oranı Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’da %32 iken, Latin Amerika’da %45, Orta Asya’da %48, Güney ve Batı Asya’da %19 dur. Ülkeden ülkeye kadın araştırmacı/toplam araştırmacı oranları da farklılıklar göstermektedir. Bolivya % 63 kadın araştırmacı oranı ile dünya genelinde birinci sırada yer alırken, Çad % 5 ile en son sırada gelmektedir. Avrupa ülkeleri arasında kadın araştırmacı oranları Litvanya’da %51 ile en yüksek, Holanda’da %25 ile en düşüktür. Bilim insanlarının İspanya’da %40’ı, İngiltere’de %39’u, Türkiye’de %38’i, İtalya’da %36’sı, Almanya’da %28’i, Fransa’da %27’si kadındır. Türkiye’nin kadın araştırmacı oranının Avrupa ülkeleri arasında üst sıralarda yer alması sevindiricidir. Daha yakından bakıldığında, ülkemizde yirmi beş yaş üstü nüfusun (68 milyon) %6.6 sının doktoralı (yaklaşık 4.5 milyon) olduğu, doktoralı toplam bireylerin %40’ının yani 1.8 milyon doktoralının kadın olduğu görülmektedir.


Son yirmi yılda kadın araştırmacıların oranı tüm dünyada tedrici olarak artmakla birlikte, ana bilim dalları bağlamında dağılım belirli alanlarda yoğunlaşmış bulunmaktadır. Elsevier Yayın Grubunun bilimde ve teknolojide kadınların yeri ile ilgili yayınladığı yeni bir raporda kadın araştırmacıların sağlık ve yaşam bilimlerinde daha iyi temsil edildiği, fizik, kimya, sosyal ve idari bilimler ile mühendislik alanlarında temsillerinin yetersiz olduğu belirtilmektedir. 

Bilim_kadınToplumların hizmetine sunulan ürün, buluş ve teknolojilerin tümü bilimsel araştırmalarda üretilen bilgilere dayanmaktadır. Bir araştırma gurubunda bakış açılarının çeşitliliği, bilgi üretiminin kalitesini, araştırmanın uygulanabilirliğini artırır, toplumun inovasyon yeteneğini güçlendirir. Bilimsel araştırmalarda kadın ve erkek araştırmacıların birlikte çalışması bu çeşitliliğin önemli bir kısmını oluşturur; bu bağlamda bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarında yürütülen çalışmalarda kadın erkek dengesinin sağlanması büyük önem taşımaktadır. 

Araştırma gruplarında bilim kadınlarının yer alması: i) takımın kollektif zekâsını artırmakta, ii) kadınların karışık durumlar içinde çözüm bulma becerisinden yararlanılmasını sağlamakta, iii) deneysel çalışma başarısız olduğunda kadınlar ve erkeklerin farklı çözümler üretmesi sayesinde ar-ge çalışmaları hızlanmaktadır. Sonuç olarak cinsiyet çeşitliliğinin sağlanması, araştırma ve geliştirme çalışmalarında sadece insan hakları bağlamında yapılması gereken bir iş değil, aynı zamanda akıllı bir iştir. 
 

 


Son Güncelleme Tarihi: Çar, 06/03/2019 - 10:36