Sevgili Gençler, Saygıdeğer Aileler ve Öğrenci Yakınları, Üniversitemizin Değerli Akademik ve İdari Kadrosu, Yeni Akademik Yıl Açılış Törenimizi Onurlandıran Konuklarımız,
Hoş geldiniz,
3 gün sonra, 26 Eylül’de, Üniversitemizin Kurucu Vakfının da temeli olan Kültür Koleji’nin 60’ıncı kuruluş yıl dönümü.
1960 yılında İstanbul’da kurulan Kültür Koleji bir yelken simgesiyle yola çıkmıştı. Eğitimde ve özel okulculuk anlayışında açacağımız yeni ufukların mesajını veren yelkenli gücünü daima Kültürden aldı ve Türkiye gençliği için başlattığı bu yolculukta rotasını hiç şaşırmadı.
Kuruluşundan bu yana İstanbul’da hizmet veren Kültür Koleji, sahip çıktığı yerel ve evrensel değerleri, eğitimde fırsat eşitliği ilkesi, Atatürk ve Cumhuriyet kazanımlarına bağlılığıyla, farklılıklara duyduğu derin saygıyla, “İstanbul’da, Türkiye’nin okulu” olmayı başardı. İstanbul’da Türkiye’nin Kültürlü nesillerini yetiştirmek için çalıştı.
Kültür Koleji’nin 40’ıncı yılında kurulan üniversitemiz de Kolejin; bilimi, sanatı, eğitimi, araştırmayı, özgür düşünceyi, Atatürk İlke ve Devrimlerinden ödün vermeden kucaklayan felsefesiyle yoğurulup şekillenerek 22. yılına geldi.
Zaman yalnızca insan için değil eğitim kurumları için de çok önemli bir göstergedir. Başlangıçtaki var oluş sancıları, zaman içinde yerini, duruşunu ortaya koymak ve korumak çabasına bırakır.
Kültür olarak, 60 yıldır, ülkenin ve dünyanın koşulları karşısında eğilip bükülmeden, yozlaşmadan, eğitimci kimliğimizden ödün vermeden yolumuza devam ediyoruz. 50 bine yakın mezunumuz, 20 bini aşkın öğrencimiz, 1500’ü aşkın personelimizle birlikte daha nice yılları birlikte aşacağımıza yürekten inanıyorum.
Şu anda, şu aşamada, sözünü ettiğim sayılar, geride bıraktığımız yıllar, bugün geldiğimiz nokta… Bütün bunların hepsi ortak bir çabanın ürünüdür.
Kültür ailesinin değerli üyeleri;
Bugüne kadar yeni akademik yıl açılış törenlerinde mesajlarımı öğrencilerimiz, aileler ve insan kaynağımıza özel başlıklarda vermeye çalışırdım. Ancak bu yıl geleneği değiştiriyorum. Bu yıl mesajım, Kültür ailesinin her ferdine…
Sıkça karşılaştığım sorulardan biridir: Bugünlere nasıl geldiniz? 60 yılın, 22 yılın dönüm noktaları neler? Binlerce öğrencinin, mezunun olduğu bir üniversiteyi yönetmeyi tarif eder misiniz?
İşletmeye, eğitime, ekonomiye dair onlarca istatistikle bu işi anlatabilirim, ancak bu hikâyenin bilinen kısmı.
Kurucumuz ve Onursal Başkanımız İnş. Yük. Müh. Fahamettin Akıngüç’ün işimizi tarif etmek için kullandığı çok güzel bir ifadesi vardır: İşimizin dört yanı insan.
Kültür’ün bugünlere geliş öyküsünde de esas olan insandır. Kullandığımız teknolojiden fiziki alanlarımıza sosyal sorumluluğumuzdan itibarımıza Kültür kimliğini inşa eden her unsurda mezunlarımızın, akademik ve idari alandaki emekçilerimizin, insan kaynağımızın payı vardır.
Kültür’de olmak, Kültürlü olmak, Kültür kimliğini taşımak, unvanlarımızdan öte eğilip bükülmeden, kırmadan gücendirmeden, doğrudan bir yaşam duruşu meselesidir.
Kültür’lü olmak, iletişimde imaya, eylemde ise -mış gibi yapmaya ihtiyaç duymadan var olabilmek cesaretidir.
Kültürlü olmak ülkenin ya da dünyanın herhangi bir yerindeki meseleyi, başka türlü kavrayabilme becerisidir.
Kültür ailesinin değerli üyeleri; sevgili çalışma arkadaşlarım, değerli öğrencilerimiz,
Savaşlar, iklim değişiklikleri, göç, işsizlik, şiddet, ötekileştirme, ayrımcılık, bireysel silahlanma, küresel ekonomik krizler, güç yönetimi büyük problemler… Ancak bütün bunların yanında her birimiz empati eksikliğinin, kontrol edilemeyen bireysel öfkelerin, fanatizmin, bilinçsiz tüketimin de sancılarını çekiyoruz.
Bilgi uçurumu, internet çağında hala bir konu. Yapay zekâ, tüm olanaklarının yanında, uzmanlaşmanın rakibi olarak tam karşımızda…
Evet, o ağacı biz kesmedik, şu denizi kirletmedik. Ekrandan tanık olduğumuz savaşlar; bizim coğrafyamızın sınırlarından kilometrelerce uzakta olabilir. Bir şekilde suiistimal edilen o çocuğu, şiddete maruz kalan o kadını, özgürlüğü elinden alınan o genci hiç tanımıyor olabiliriz.
Ancak Kültürlü olmak, doğrudan neden olmadığınız bir soruna cesaretle eğilebilmektir.
Şu bir gerçek ki; dünyanın sunduğu tüm fırsatlar yanında sarılmayı bekleyen açık, derin yaraları da var.
Biz, Kültür atmosferindeki ılıman iklimi dışarıya da yansıtmakla mükellefiz. Bu nedenle;
Daha fazla sorumluluk alalım,
Katılalım,
Cesaret edelim,
Eleştirelim,
Yapıcı ve onarıcı olalım,
Öğrenmek isteyeni destekleyelim,
Başlatalım,
Sonuçlandıralım,
Dinleyelim,
İzleyelim,
Okuyalım,
Yazalım,
Düşünelim,
Üretelim.
Yetkiler, ortalamalar, unvanlar bir yere kadar… Dünyanın daha iyi bir yer haline gelebilmesi için farklı renklerden, seslerden, deneyimlerden oluşan bir kültür seferberliğine ihtiyacı var.
İmkanlarımız dahilinde, eğitim faaliyeti kadar sanata, bilgi teknolojilerine, iletişim etkinliklerine, proje geliştirmeye, girişimciliğe, sosyal sorumluluğa yönelik yatırımları destekliyor, yıl boyunca çeşitli alanlarda faaliyet gösteriyoruz.
Bienalde, tiyatroda, konserde, toplumda iyileşmeye ihtiyaç duyulan alanlarda, daha fazlasına ihtiyacımız var.
Öğrenci ya da mezun, akademik ya da idari… Kimliğinizde yazan unvanların ötesinde 60 yıllık Kültür geleneğinin bir parçası ve mimarısınız.
Var olanları araştırıp, geliştirmeye çalışın.
Soru sorun, eleştirin, araştırın, paylaşın.
Erasmus’la dünyaya açılın.
Projeler üretin, araştırma ve uygulama merkezlerimizle paylaşın.
Kültür, tüm sesleri, renkleri, sözcükleri kucaklayacak kadar engin bir coğrafya…
Her zaman, her imkân hali hazırda bulunmayabilir. Ancak gelişmesi gereken bir yön, bir noktayı gördüğünüzde, gözlemlediğinizde ilgili idari ve akademik birimle paylaşmaktan çekinmeyin.
Kültür ailesine yeni katılan çalışma arkadaşlarımıza ve yeni öğrencilerimize başarılar diliyor, Kültür bağının güçlenerek nice nesilleri yetiştirmesini diliyorum.
Hepimiz için sağlıklı, başarılı, mutlu, verimli, geleceğimize ilham veren güzel bir yıl olsun…
Dr. Bahar Akıngüç Günver
İKÜ Mütevelli Heyet Başkanı
2019-2020 Açılış Töreni